20 Ocak 2008 Pazar

Peyzaj Mimarlığında Tasarım Eğitimi - 1

Peyzaj Mimarlığında Tasarım Eğitimi - 1 PEMÖT Sempozyum sunumu 03 Mart 2003 Perşembe


Tasarım kendiliğinden göreceli ve kişisel bir kavram olduğu gibi tasarım eğitimi de bağlı olduğu bölümlerin ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir. Tasarım eğitimi bağlı olduğu tek bir disiplin çerçevesinde bile bir çok farklı unsur içerir. Tasarım eğitiminin içeriği ve yetkinliği öğrencinin hayal gücüne, bakış açısına, algısına, değerlendirme ve yeniden kurgulama yeteneğine bağlı olarak şekillenmelidir. Bu nedenle tasarım eğitiminin öğrencinin özelliklerine göre yönlendirilmesi başarıyı artıracaktır.

Tasarım gündemle, zamanla, toplumsal ve kişisel olarak sürekli değişim içindedir. Dünyada hiçbir varlığa tek bakış açısı, tek model, tek kuram, tek hedef ve tek çerçeveyle bakamayız. Dolayısıyla tasarım eğitimine çok yönlü bakabilmek eğitim sorumluluğunun ilk ilkesi olmalıdır. Tasarım eğitiminde eğiticilere düşen, özgürlüklerin öğrenci ve eğitici arasında cesaret kırıcı olmadan öğrenci-yaratıcının öznelliğinde kültürel fenomen olarak mimarlığın karmaşıklığının değerlendirilmesidir.

Peyzaj mimarlığı eğitimi; öğrencilere snatsal ve kültürel tasarım bilgisi, tasarım ve fiziksel form olarak problemleri analiz etme yeteneği, tsarımı bir yapı işine çevirmek için teknik donanım ve profesyonel projeler için yetenek ve bilgi kazandırmalıdır. Özellikle stüdyoda öğrencilerin analitik ve eleştiri yeteneğini geliştirici ve yaratıcı potansiyelini artırıcı çalışmalarla tasarım disiplinlerinin ve planlarının uygulamalarla kültürel olarak şekillenmesi sağlanmalıdır.

Genel Bakış:


Günümüzde tasarım, globalleşmeye, yeni teknolojilere, çevresel faktörlere, ilgili mesleki disiplinlere, değişen geleneklere bağlı birbirinin yerini alan trendlere göre sürekli değişmektedir. Dolayısıyla Peyzaj mimarlığında tasarım eğitimi de, değişim ve sorunlara cevap veren, tasarım yayınlarını , yenilikleri takip eden ve değişen global değerlere bağlı olarak geleceğin kompleks çevresine hazır olan öğrenci merkezli bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Yanlızca Peyzaj mimarlığının teknik bilgisine sahip olmanın, ilerde tasarımın getireceği pratik soruları yanıtlamakta yeterli olmayacağı bilinmektedir. Eğitimin pratiği bu konudaki kabullere dayanmakta, tasarım eğitimine farklı yaklaşımların temelinde, çoğu zaman açığa vurulmayan kavramsal çerçeveler yer almaktadır. Bazen felsefi ve bilimsel, bazen mistik ve yarı dinsel olan bu çerçeveler belirli bir mimari yaklaşımı ve mimarlık pratiğini belirginleştirmek için gerekli zihinsel araçları ve kavramları sağlarlar. Daha mimarlık eğitimi sırasında karşımıza çıkan bu çerçevelerden birini sorgulamadan benimsemek yerine tasarım ve tasarım eğitimi üzerine düşünmeye başladıktan sonra başvurabileceğimiz, sınırları belirli bir uzmanlık alanından çok, bir kuramsal çerçeveler labirentidir. Bu labirentten çıkış yolu bulamayıp bazen içiçe geçmiş gibi görünen, bazen ulaşılmaz olan sayısız yaklaşımın varlığını kabullenmek ve kişisel eğilimlerimize uygun düşen bir seçim yapmak ya da deneme yanılma yoluyla bunu benimsemek sıkça karşılaşılan bir durumdur. Yapılan araştırmalar, tasarım eğitimiyle ilgili olan labirenti daha da büyütüp içinden çıkılması zor bir hale gelmeyi sağlamıştır.

Kısacası, eğitim başlı başına başı sonu olmayan bir konudur. Bir de tasarımın düşünsel boyutu ve kişiselliği eklendiğinde, �Tasarım Eğitimi� nden bahsetmek biraz karmaşık bir hal almaktadır. İçiçe geçmiş bu çerçeveler bütünlüğünü en iyi şekilde aralayıp, - bir öğrenci olarak- hala tartışılmakta olan ( hiçbir zaman da kesin çerçeveler içine alınamayacağı hepimiz tarafından bilinmektedir) "Peyzaj mimarlığında tasarım eğitimi nasıl olmalı?" sorusuna en uygun cevabı bulmak açıkçası biraz zor gözükmektedir.

Sonuçta bu çalışmayla, kuramsal çerçeveler içinde yer alan tasarım eğitimi kabul edilen yaklaşımlara göre değerlendirilip kişisel olarak "olması gereken" belirlenmeye çalışılmıştır. Günümüzün sürekli değişen ortamında,mimarlıktan beklenenlerin nitelik ve boyutları da değişmektedir. Bununla beraber, tasarım eğitiminin verdikleriyle, bu eğitimden beklenenler arasındaki çelişkilerde artmaktadır. Kullanıcılar, ihtiyaçlarındaki değişimlere uyum sağlayabilen, doğayla bütünleşebilen ve bu özelliklerini geniş zaman dilimlerinde koruyabilen çözümler istemektedir.

Tüm bu beklentiler, mimarlık bölümlerinin, öğrenci seçiminden, öğrenci ve öğretim elemanı yetiştirmeye kadar, eğitim ve öğretim programlarının gözden geçirilerek, yeniden belirlenmeleri gereğini ortaya koymaktadır.

Konuşmacı : Işıl Ünal-İ.Ü Peyzaj Mimarı

Hiç yorum yok: