19 Ocak 2008 Cumartesi

Memedik Göleti

Memedik Göleti
Memedik Göleti Van’ın 45, Erçek Gölünün ise 10 km. kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Göletin, Erçek Gölü’nün hemen kuzeydoğu kıyısında yer alan Karagündüz Höyüğü’ne olan uzaklığı 8.5 km., Erken Demir Çağı’na ait nekropollere uzaklığı ise 7 km.’dir. Bu ilginç göletin M.Ö. 9. yüzyılın sonunda yapıldığı anlaşılmaktadır.

Gölette biriktirilen sular, doğudan batı yönüne doğru akan ve Erçek Gölü’ne dökülen Memedik Çayı’ndan alınan bir kanal aracılığı ile getirilmektedir. Göletin duvarı, arazinin biçimine göre batı ve güney kısmını kapatmaktadır. Ancak yüzlerce yıldan beri kanal suyunun taşımış olduğu kalın toprak tabakası hem göletin içini, hem de duvarların üstünü kapatmıştır. Bu yüzden yaklaşık olarak yüz yıldan beri göletin içi tarla olarak kullanılmaktadır. Duvarın mevcut genişliği 5-9 m., yüksekliği de 1.5-2 m. arasında değişmektedir. Göletin savağı güneybatıda yer almaktadır. Toprak ile kapanan savaktan su akıtmak için halk tarafından sık sık kazının yapıldığı anlaşılmaktadır. Kazılan kısımlarda, duvarlarda iri kalker taşların kullanıldığı görülmektedir. Oysa yakın çevrede kalker yataklarının olmadığını göz önüne alacak olursak, duvarlarda kullanılan binlerce metreküp kalker taşın çok uzak yerlerden taşınarak getirildiği anlaşılmaktadır. Gölet duvarının en ilginç özelliği, 1 km. uzunluğunda olmasıdır. Gölet duvarı bu haliyle Doğu Anadolu Bölgesi’nde bugüne değin bulunan Urartu sulama tesislerinin en uzun duvarını oluşturmaktadır.

Bundan sonra 342 metrelik duvar uzunluğuyla Sıhke Göleti gelmektedir. Bu kadar uzun ve sağlam duvarlar, Urartu su mühendisliğinin ne denli geliştiğini de göstermektedir. Memedik Göleti’nin yapılmasının en büyük amacı, arazide derin bir yatak açan Memedik Çayı’nın kuzeyde sulayamadığı verimli topraklarda yapılan tarım ve sebze bahçelerinin su gereksinmesini karşılamak içindir. Batı ve güneybatı yönüne doğru akıtılan sular, Erçek Gölü’ne değin uzanan yaklaşık 8 km. uzunluğundaki toprakları sulamaktadır. İlginçtir ki Memedik Göleti işlevini yitirdikten sonra, bu verimli topraklarda yapılan tarımsal etkinliklerin su gereksinmesini karşılamak için zorunlu olarak Betondan yeni bir kanal yapılmıştır. Bu kanal da suyunu yine Memedik Çayı’ndan almaktadır. Duvarları bozulmadan olduğu gibi kalan Memedik Göleti, günümüzde bile hayranlıkla izlenmektedir.

Menua, Semiramis, Şamram kanalı

Anadolu ve Dünya su mühendisliğinin bir harikası olan 51 km. uzunluğundaki Menua Sulama Kanalı, aynı zamanda 2800 yıllık ölümsüz bir aşk efsanesini de siimgelemektedir. Kanalın çevresinde Kral Menua (M.Ö. 810-786) tarafından eşi Tariria için bugünkü Kadem Bastı mevkiinde yapay teraslar halinde yaptırılan asma bahçeleri, Assur Kraliçesi Semiramis’in Dünya’nın 7 harikasından biri sayılan asma bahçeleriyle özdeşleştirilerek efsaneleştirilmiştir

Halk tarafından bir aşk öyküsüyle efsaneleştirilerek Semiramis/Şamram adını alan bu ünlü sulama kanalı, kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze değin ulaşmıştır. Öyle ki Şamram Kanalı, günümüzde sevilerek söylenen halk türkülerinde bile “Edremit Van’a bakar, içinden Şamram akar” dizeleriyle yaşamaya devam etmektedir. Van’ın kuş uçumu 50 km. güneyinde yer alan Gürpınar (Havasor) Ovası’ndan Urartu Krallığı’nın başkentinin bulunduğu Van Ovasına tatlı su getiren Menua Kanalı, aynı zamanda geçtiği yerlerde yapılan tarıma hayat vermektedir. Ortalama 2.5 m3. su taşıyan Menua Kanalı’nın Van Ovası’na taşımış olduğu su kapasitesi 75 milyon metreküpten fazladır. Kanal boyunca yaklaşık 5000 hektardan fazla arazi sulanmaktadır. Yapıldığı tarihten günümüze kadar 2800 yıldan beri kesintisiz olarak çalışan böylesine ölümsüz bir sulama kanalının benzerine şimdiye kadar Anadolu ve Dünya’da rastlanılmamıştır.

Gürpınar ilçesinin 6 km. güneybatısında ve Yukarı Kaymaz (Mecingir) köyünün 1 km. güneydoğusunda büyük bir su kaynağı bulunmaktadır. Halk tarafından Semiramis/Şamram Kaynağı olarak adlandırılan kaynak, taşıdığı su potansiyeli açısından Van Bölgesi’nin en büyük su kaynağını oluşturmaktadır. 37-38 m. çapındaki bir alandan fışkıran kaynak suyu, saniyede 6-10 m3. arasında değişmektedir. Kaynaktan çıkan su önce toprak bir kanalın içinde kuzey yönüne sevk edilerek, doğudan batı yönüne doğru akan Hoşap Çayı üzerinden bir aşırtma kemeri (aqudekt) ile geçirilmiştir. Daha sonra kalkerden oluşan bir araziden geçirilen kanal, ortalama 3.5-4 m. genişliğinde ve 1.5-2 m. derinliğindedir. Kanalın büyük bir kısmının kalkerden oluşan arazi içinden geçirildiği görülmektedir. Zaten kanalın 2800 yıl boyunca bozulmadan varlığını korumasında ve bölgede meydana gelen şiddetli depremlerden etkilenmemesinde, kalkerden oluşan ana kaya içinden geçirilmesinin büyük etkisi olmuştur. Kanal suyunu belirli seviyede akıtabilmek için, arazinin elverişli olmayan çukur ve derin vadilerine yüksek destek duvarları örülmüştür.

İri kalker taşlardan örülen destek duvarlarının üst kısımları yıkılmasına karşın, duvarların Gülo Boğazı ve Kadem Bastı mevkilerindeki yüksekliği 7-11 m.’ye ulaşmaktadır. Bindirme tekniği ile yapılan duvarlardaki eğim oranı 4-9 m. arasında değişmektedir. Kadem Bastı mevkiinde yapay olarak yapılan teraslardaki meyve bahçeleri ve üzüm bağları, burayı gerçek anlamda bir cennete çevirmiştir. Buradaki meyve bahçeleri ve asma bahçelerinin güzelliği çağlar boyunca halkın dilinden düşmemiştir. Hatta günümüzde bile Van Bölgesi’nin en güzel mesire yerini ve dinlenme tesislerini, Kadem Bastı mevkii oluşturmaktadır. Kadem Bastı’daki destek duvarları üzerindeki taşın biri üzerinde bulunan çivi yazıtında şunlar okunmaktadır

Bu bağ Menua’nın eşi Tariria’nındır. Adı Tariria bağıdır

Yazan: Oktay Belli

Hiç yorum yok: