20 Ocak 2008 Pazar

Avlulu bahçelerde minimalizm

Avlulu bahçelerde minimalizm Bahçe düzenlemelerinin tarihine bakılınca, avlulu bahçelerin tekrarlanan ve önemli özelliklere sahip olan bahçeler olduğunu görürüz.İspanya’nın güneyindeki bahçelerde, İslami etkileri açıkça görmekteyiz. Bu bahçeler içinde, Granada yakınlarındaki Alhambra Sarayı ve Generallife bahçeleri iyi birer örnektir.

Geleneksel Roma evlerinde; evin içinde bulunan ve gökyüzüne açılan, sakin, çevrelenmiş bir alan özelliği gösteren ve genellikle merkezde bir çeşme yada balık havuzu bulunabilen, aydınlık “atrium” adını alan avlular mevcuttur. Bahçe, devamındaki bir diğer avluya açılır. Bu ilişki genellikle korunaklı ve kapalı bir yol ile olur. İtalyan Rönesans bahçelerindeki avlular gizli bahçe, duvarlarla gizlenmiş genel bir görüntü sergiler.

Bütün bu örnekler gösteriyor ki; avlulu bahçeler, kendi kendilerini gözlemleyen kendi içinde bir alan, korunma hissi veren bir nitelik taşıyan ve dış dünyadan arındırıcı-barışın daim olduğu birer alan olma özellikleri ile kullanıcılarına hizmet etmektedir. Sıcak iklimlerde, bahçeler güneşin sıcaklığından koruyucu özellikte, içindeki su elemanları ile serinletici ve dinlendirici-sakinleştirici seslerle donatılmış olduğunu görmekteyiz.

Çağdaş avlulu bahçelerin önceki kadim örneklerin yansımaları ile tasarlanmış oldukları bilinmektedir. Sade-renkli duvarlar, bitkilerle donatılmış, zihni mümkün olduğunca başka yere çeken ve hatta sakinleştirici etkiye sahip avlular; tek bir ağaç (belki bir incir ağacı) ile sıcak iklimlerin bunaltıcı etkisinden koruyucu bir öneme sahip olabilir.

Kulübe stili bahçenin aksine, duvarların belirsizliği ve tırmanıcı-sarılıcı bitkilerle kaplanmasıyla minimalist avlular bitkisiz ve derli toplu sınırlara sahiptirler.

Ölçü, avluların tasarımlarında eleştirilen bir özelliktir. Modern alanlar bilinen basit geometrik kurallarla ve gözü hoşnut edecek şekilde tasarlanır. Bilinen bütün bu bahçeler, esinlenen mekanların birer tasdik şekli ve ünitenin inkar olunamaz hissidir.

”Akla hem de saf akla hitap eden sadece saf akıl ile haz alınan bir güzelliktir Minimalizm” (Kant)

Ağaçlarla tasarlanan avlular


Minimalist bahçelerde az miktarda parçalar kullanılır, bununla birlikte kullanılan materyaller mekanları ziyaretçiler için eğlenceli kılabilir. Bu zıtlık, şimdilerde bitkilerin dağınık bir şekilde kullanılmasına olan eğilimle kendini daha da belirgin hale getirmiştir. Öyle ki, bir bitkinin nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan bahçelerde bu vurgu oldukça iddialıdır.

Minimalist yaklaşımda bitkiler saygılı (hürmetli) bir biçimde ele alınır, soliter kullanılan bitkiler bir sanat galerisinde sergilenen birer obje gibi algılanıp yansıtılır. Bu yaklaşım, bitkilere, mevcut durumlarından farklı yaklaşımlarda bulunma fırsatı verir. Fark edilmeyen karakterleri ve strüktürü daha anlaşılır-fark edilir kılar. Soliter kullanılan ağaçlar mimarideki kolonlar görevini görürler, gövdeleri zemine doğru açık bir biçimde uzanır. Bu biçimde, gölgeler daha dramatik bir hale dönüşür. Burada, ağaçların kombinasyonundan esinlenen ve tüm konsepti yükselten bir unsur vardır. Bu son derece anlaşılır bir ifade şeklidir ve anıları canlandırabilir.

Ağaçlar birbirleriyle kontrast oluşturacak şekilde de düzenlenebilir. Örneğin; soliter bir ağaç değerli bir obje niteliği taşırken, grup halinde kullanılan bitkiler konsepti, sakinleştirici özellik taşıyabilirler. Ağaçlar formal alanlarda kullanıldıklarında, bir çember veya geniş bir cadde gibi, bu durum insan kullanımını açık bir şekilde ifade eder; diğer bir deyişle basit bir olaydır. Bu, her zaman tasarımcı için kullanılabilirliği ve uygulanabilirliği iyi olan disiplindedir.

Derleme:
Ayşe Gül Aydın -İ.Ü / Peyzaj mimarı

Hiç yorum yok: